11.11.2013
Kangin ve Kyuhyun Londra’da (Fan Anlatımı)
Millet fan anlatımını bekliyordunuz. İşte
Muhtemelen çok uzun olacak. Çünkü her şey 30’ar dakikalık bölümler halinde uzun bir süre zarfında oldu.
Sabah 9.30 civarlarında otele(Hilton) gittim. Donghae ve Eunhyuk müzik videolarını çekmek için ayrılmışlardı.
Başka bir ELF ile tanıştım. Üyelerden herhangi birini görebilmek için lobide çoook uzun süre bekledik. Bekleyen sadece ikimizdik bu yüzden diğer günler kadar heyecanlı değildi.
11.50 gibi biz hala kimseyi görememiştik. Onların olduğu kata gittim ama hiçbir şey olduğu yoktu bu nedenle gitmeye karar verdim.
Asansörden çıktığım sırada kapıda bekleyen bir adam gördüm. Adam beni gördüğünde hemen uzaklaştı Daha sonra adamın ardından merdivenlerde bir kadın gördük. Onların birlikte olduğunu anladık. Kadın da asansörün önünde beklemeye başladı. Yanlarında SMTown etiketli valizler vardı bu yüzden onların Super Junior ile birlikte olduğunu biliyorduk.
Birkaç dakika sonra Super Junior menajerlerinden birisi 3 valizle birlikte asansörden çıktı. Vee arkasından Kangin çıktı. Ahh çok yakışıklıydı. İlk fark ettiğimiz şey Siwon’un şov sırasında taktığı turuncu şapkayı takıyor oluşuydu
Şok olduk ve hiçbir şey söyleyemedik. Olduğumuz yerde kalakaldık ve tek kelime edemedik. Kangin bize doğru yürüdü ve Merhaba dedi!!! Şimdi düşünüyorum da bizim ELF olduğumuzu nereden anladı? Sanırım şokun etkisiyle yüzümüzün aldığı hal bizi ele verdi.
Merhaba dedikten sonra menajerle birlikte resepsiyona doğru yürüdü. Dışarı çıktığı için biz de çıktık. Onu rahatsız etmek istemiyorduk bu yüzden içeri geri döndük.
İçeri girip asansörün bulunduğu yerdeki koltuklarda beklemeye başladık çünkü Kyuhyun’un da birazdan aşağı ineceğini biliyorduk. Kangin de birkaç dakika sonra içeri girdi ve menajerini geçerek yürümeye devam etti, sağ tarafımızda durdu ve gülümsedi. Hilton’un lobisi gerçekten çok büyük. Kolayca kaybolabilirdi ama bizim yanımıza geldi.
Fotoğraf çektirmek istediğimizi söylesek tamam der diye düşündük ve sormaya karar verdik. İngilizce hiçbir şey anlamadı. Sorduğumuzda çok şaşkın görünüyordu. Çok tatlıydı. Kamerayı gösterdik ve ne istediğimizi sonunda anladı. Fotoğraf çektirmek için daha yakına geliyordu, ama menajerine baktı, sonra eğilerek özür diledi ve fotoğraf çektiremeyeceğini söyledi( Ahh menajer) Biz de teşekkür ettik ve sorun olmadığını söyledik. Ama eğilerek özür dilemeye devam etti. Çok tatlı ve kibardı.
Sonunda diğer asansörün kapısı açıldı. İnen Kyuhyun idi. Makyaj yapmamıştı. Bu çocuk çok yakışıklı. Ciddiyim. Havaalanındaki gibi yüzünü saklayarak yürüyeceğini düşünmüştüm ama öyle yapmadı, rahatsız olmadan doğruca yürüdü. Lobide yürürken kendi kendine şarkı söylüyordu. Mükemmellik T.T
Kangin de Kyuhyun’un yanına doğru gitti. Otelden çıkmak için kontrolleri yapıldı. İkisi de çok mutluydu ve birbirleriyle şakalaşıyorlardı.
Dışarıda beklemeye ve onları ayrılırken izlemeye karar verdik. Onlara boşluk vermek için ön kapıdan birkaç adım geride durduk. Hilton’u bilmiyor olabilirsiniz, tüm giriş boydan boya cam. Biz sadece birkaç saniye orada beklemiştik ki Kangin de bizim olduğumuz yere doğru yürüdü. Aramızda sadece cam vardı! Gerçekten orada ELFlerin bulunmasından memnun gibiydi. Her zaman yakınımızda durdu.
Yanlarındaki adamın kim olduğu hakkında bir fikrim yok ama onun omzuna kolunu attı ve zıplayarak onunla şakalaşıyordu.
Sonra Kyuhyun’u farkettim. Tam bizim karşımızdaki bir direğe yaslanmıştı.(Cidden bu çocuk harika görünüyor) Bize doğru bakıyordu. Bir anda 13 yaşında utangaç bir kız gibi utandım ve başımı eğdim haha. Kyuhyun ile göz teması mı??? Bu durumda kim hayatta kalabilir ki, cidden? Kafamı kaldırıp tekrar baktım… Hala bana doğru bakıyordu. Ona doğru bakmaya devam ettim ama göz teması kuramadım. Ahh bu adam >.< Gülümsedi ve el salladı. Bakmayı sürdürdü. Eğer o zaman bu kadar cesaretsiz olmasaydım, asla böyle yapmazdım.
Ardından otele birisi geldi ve menajere yaklaşıp Eunhyuk’un twitter hesabının hacklendiğini söyledi ve ayrıldı. Hiçbiri bu konu hakkında endişeli görünmüyordu. Bilmiyorum, ya kadını anlamadılar ya da olayla hiç ilgilenmediler!
Sonra dışarı çıktılar. Onları almak için bir arabanın geleceğini düşünüyorduk ama onlar bizden tarafa doğru gelmeye başladılar ve Wembley Stadyumunun önüne doğru gittiler. Kangin bize tekrar gülümsedi! Kyuhyun yağmurun yağıp yağmadığını anlamak için elini uzattı. Çok gereksiz bir bilgi gibi görünebilir ama bunu yaparken çok sevimliydi.
Kangin ve Kyuhyun ile olan olayımın sonuna geldiğimi düşündüm. Sabahtan beri çok mutluydum ama tren istasyonuna gitmek zorundaydım bu yüzden onların önden gitmesine izin verdim. Bu yüzden onları takip ediyormuşum gibi görünmüyordu.
Daha sonra hızlı bir şekilde yürüdüm ve onları yakaladım. Onların da tren istasyonuna doğru gittiklerini farkettim >.< Çok mutlu oldum ama tamamen onlara yapışan bir fan olduğumu düşünürler diye endişelendim. Kangin ve Kyuhyun’un beni garip biri gibi görmelerini istemiyordum.
Onları böyle yolda yürürken görebilmek gerçekten çok güzel. Karşıya geçtikleri sırada Kangin arabayı fark etmedi. Araba hemen durdu ve ona yol verdi. O eğildi ve elini kaldırarak sürücüden özür diledi. Bu adam gerçekten sevimli. Kyuhyun gezegendeki en havalı insanmış gibi yürüyordu. Bir eli cebinde tıpkı bir patron gibi…
Wembley Park İstasyonuna gelmeden, hemen ön tarafta merdivenler var, tepesi farklı renklerdeki ışıklardan oluşan. Kyuhyun birkaç saniye durdu ve küçük bir çocuk gibi ağzı açık bir şekilde bu ışıkları izledi. Onlar ilerlemeye devam etti ve ben ışıkların altında ailemi beklemek üzere durdum. Kyuhyun merdivenlerde yürürken şarkı söylüyordu!!!
1 ya da 2 dakikalığına yukarı gittim. Onlar hala bilet gişesinin önünde bekliyorlardı *___*
Menajerleri yardım masası(bölümü) ile konuştuğu için İngilizce konuşuyordu.
Kyuhyun geçen son kişi oldu. Makineye bileti koyarken bir çocuk gibi kıkırdadı. Tapılasıydı!
Onlar ayrılana kadar bekledim çünkü bu onları göreceğim son andı. Platformdan aşağı indim… Kangin ve Kyuhyun merdivenin altında duruyorlardı *___*
Merdivenlerden aşağı inerken Kangin bana bakıyordu, kendi kendine güldü ve beni gördüğünde başını salladı *__* Tam bir yapışkan gibi göründüğüme eminim... Evime dönmek için havaalanına gidiyordum... Yemin ederim haha
Platformda durduğum süre bana sonsuzmuş gibi geldi. Tren 4 dk içinde gelecekti. Hayatımın en uzun süren 4 dakikasıydı Kangin’in tarafında duruyordum ve onu seyretmeye devam ettim *_* Fotoğrafını çekip çekmediğimi kontrol etmek için beni kontrol ediyor muydu ya da onları takip etmekteki yeteneğimle eğleniyor muydu bilmiyorum. Kyu bir çocuk gibi etrafını incelemeye devam ediyordu.
Sonunda tren geldi. Kyuhyun ilk bindi ve kendine bir yer bulup oturdu. Kangin yürürken birinin ayağına takılıp tökezledi ama oldukça sevimli bir şekilde toparlandı hahah
Bu da Kangin ve Kyuhyun ile olan güzel anımın sonu oldu. Ben de havaalanına gittim. Onlar havaalanından önce Trafalgar Meydanı’na gittiler.
Bütün bu zaman zarfında biz onlarla olan mesafemizi hep koruduk. Kangin ile konuşabildik çünkü o bizim yanımıza geldi. Bunun yolu sakin ve rahat olmak gibi görünüyor
Uzun lafın kısası Kangin ve Kyuhyun Tapılasıydı!
Kaynak: www.sup3rjunior.com
Çeviri: Evilly*
0 yorum:
Post a Comment