[11.07.13] Henry GRAZIA Dergisi Söyleşisi

Çizgi filmlerde bir ''kural''lar dizisi vardır.Tutkulu baş kahraman gzli yeteneklerini bulur,mükemmel bir hayat yaşar,zorluklardan geçer,en sonunda da hayallerine kavuşur.Burada esas kelimeler ''yetenek'',''Zorluklar'' ve ''büyüme''.SM'in 13 yılın ardından piyasaya sunduğu ilk solo şarkıcısı Henry (Ç/N: Bundan 13 yıl önce en son BoA solo çıkış yapmıştı),Kanada'daki ilk seçmelerde seçildikten sonra yüzünü ilk kez Super Junior M aracılığıyla gösterdi.6 şarkılık mini albümünde,beste ve söz yazarlığının yarısını kendisi yaptı.Kendisi İngilizce,Çince ve Korece'yi ana dili gibi konuşabilen 25 yaşında genç bir erkek.Hayatı ise çizgi filmlerdekine benziyor.Her zamanki o zeki karaketler gibi,Henry de çeşitli yeteneklerin birarada bulunduğu zeki biri ve açık teni,sarı saçlarıyla da tam bi çizgi film karakterini andırıyor.Zayıf vücudu da bir diğer benzerlik.Ama aynı çizgi filmlerdeki gibi bazı kısımlar atlanıp olay akıcı hale getirildiği gibi Henry'nin bu lüks hayatnında da bilinmeyen kısımlar var.Tıpkı şunun gibi.Trap'in giriş kısmında çaldığı keman solosu için çalışmadı sadece,zaten 5 yaşında başlamıştı ve ilk üzerinde ciddi şekilde uzmanlaşmak istediği enstruman oldu.Aynı zamanda piyano çalmaya da 6 yaşında başladı.Kendisiyle Korece söyleşimizi doğal bir şekilde gerçekleştirdik ama kendisi aslen Kanada'lı.Annesi Hong Kong'lu ve babası Tayvan'lı bu a Henry'nin Koreli gibi görünmesinin en büyük sebebi.Henry aslında ilk kez Çin'e adımını Super Junşor M üyesi olduktan sonra aktiviteler için gittiğinde attı.SM'in başkanı Lee Soo Man'i ''Bay Lee'' şeklinde çağırmasıyla ve tokalaşmka üzere elini uzatmasıyla şaşırttı.Kanada'da yaşdıktan ve okuduktan sonra hiç arkadaşının olmadığı Kore'ye gelmeyi seçti.Solo albüm çıkardı ve bu Kore'deki idol sisteminin içinden alnının akıyla çıktı.

Soru:Daha önce çantanda getirdiğin şey neydi?

Henry: Cep telefonu, kredi kartı ve diş macunuyla diş fırçası.Dişler önemlidir.Duşu atlayabilirim ama dişlerimi her zaman fırçalarım.Ve traş makinesi.Açık tenliyim o yüzden sakal uzayınca direkt görülüyor.

Soru: Solo aktivitelerin sonunda başladı.Nasıl hissediyorsun?

Henry: Gerçekten çok mutluyum. Bu yapmak istediğim bir şeydi.Sonunda Kore'de promosyon yapıyorum.Ve tepkiler kötü değildi, o yüzden rahatladım.Tabii ki tüm şarkıyı grupla söylemekle tek söylemek çok farklı.

Soru: Albümünü seviyor musun?

Henry: Albüme güçlü bir sevgim var. Albümün yapısına,konseptine ve hatta şarkılara kendi ''rengi''mi koyabilmek için elimden geleni yaptım.Hazırlık süresi oldukça uzun oldu.Çıkış parçasını 22 kez kaydettik.Korece telaffuzum yüzünden oldu ve ayrıca kendim iyi yapmak istediğim için.Bilmiyorum ama 22.ye ulaşınca herkes sözleri anladığını söyledi.Haha, ama bu albüm sadece bir başlangıç.Bir tarz üzerinde durmaktansa daha fazla gösterecek şeyim var.

Soru: Noizebank üyeleri ile nasıl tanıştın?

Henry: Ben de dahil toplamda 4 kişi. Berkeley Müzik Okulu'ndan tanıştığım arkadaşlarım.Kore'ye geldiğimde, onları çok özledim.Onları çağırdım. ''Yo,adamım.Müzik yapalım.Kore'ye gelin'' haha

Soru: Hepiniz yabancısınız.Seul'deki yaşantınız sizi tatmin ediyor mu?

Henry: Evet. Kore'yi gerçekten seviyorum.Gecenin geç saatlerinde yemek sipariş edebiliyorsunuz, sevdiğim soğuk noodle var ve restoranlar erken kapanmıyor.Haha. Şu anda biraber yaşıyoruz (Noizebank olarak) ve müzik yapıyoruz.Başlayalı uzun olmadı.Sadece bir yıl oldu o yüzden biz de daha yeni başlıyoruz.

Soru: Beraber çalışmak kolay olmasa gerek?

Henry: Başta zordu.Bir sürü kişiyle beste yapmak zor.Aynı doğrultuda eğitildik dolayısıyla alıştık.Şimdi uyumlu diyebilirim sanırım? Şarkıları tekrar düzenlediğimizde herkesin üzerine düşen roller oluyor mesela batariyi çalacak ve klavyeyi çalacak kişi gibi.

Soru: Bu bir Noizebank şarkısı ama ''Trap'' gerçek manasyla ''pop'' türünde.

Henry: Ah.Acaba benim Korece tellafuzumun İngilizce gibi olmasından kaynaklanıyor olabilir mi? Haha.

Soru: Şimdiden mükemmel iş çıkarıyorsun.Korece öğrenmeye ne zaman başladın?

Henry: 2006'da seçmelerden geçtikten sonra başladım.Yine de Korece, albümü yaparkenki en zor kısım oldu.

Soru: Çinli bir aile tarafından Kanada'da yetiştirildin.Farklı kültür ve dillerle büyütüldün.

Henry: Küçükken evde büyükannem Kanton lehçesiyle konuşurdu (çince), babam Kanton lehçesiyle konuşurdu (HuangDong) ve ben de İngilizce cevap verirdim.Arkadaşlarımla İngilizce konuşuyordum, okulda Fransızca öğrendim ve şimdi korece konuşuyorum.Geçen sene bir çekim için Tayland'da kaldım o yüzden az biraz Tai dili de öğrendim.Bu aralar İngilizce'yi hatırlayamaıyorum.Ölüyorum çünkü devamlı kafam karışıyor.Ah, artık Japonca da öğrenmem gerek.

Soru: Ama Kore.... Kore'ye gelme kararın gelişigüzel olmuş gibi.

Henry: Kanada'dayken K-pop'a müthiş ilgim vardı. Özellikle Rain'in şarkılarını çok severdim. Ve şansım da vardı tabii.

Soru: Şarkıcı olmaya nasıl karar verdin, nasıl oldu?

Henry: Bu kültür benim için yeniydi ve başlarda zordu ama hobinizin işiniz halne gelmesi bence büyük mutluluk kaynağı.İşinden nefret eden bir sürü insan var. Müzik yapmayı gerçekten ama gerçekten seviyorum.Bazen yemeden içmeden 10 saat müziğe odaklandığım oluyor.Yalnız çalışmak yerine arkadaşlarımla çalıştığım için sanırım çok daha eğlenceli.

Soru: Klasik müizkten devam etmediğin için pişmanlık duyuyor musun?

Henry: Klasik müzikten yola devam etseydim sadece keman ya da piyano çalıyor olacaktım.Şarkıcı olmayı seçtim çünkü dans etmeyi ve şarkı söylemeyi seviyorum ama bunu hiç piyano ve kemandan vazgeçmek olarak düşünmedim.Hala sahnedeki performanslarımda kullanıyorum.Bunları farklı yollar olarak düşünmüyorum.Hala çok çalışıyorum ama mutluyum.

Soru: Master Chef Kore Ünlüler'e katılman tam bir süpriz oldu. Yemek pişiren bir idol?

Henry: Aslında nasıl yemek yapılır bilmiyordum ama ''Final Recipe(son Tarif)'' filminde şef rolünü oynadım.7-8 ay boyunca hergün 3-4 saat şeflerden nasıl yemek yapılacağını öğendim.Ve yemek yapmaktan hoşlanmaya başladım.Aslında yemek yapmayı öğrenmekten ziyade hayatta yardımcı olacak şeyleri öğrendim.

Soru: Mesela?

Henry: Birkaç yemek yaparken, bir işi yapmak zorundayken, diğer mazlemeleri hazırlayıp bir yandan da adımalrı tekrarlamanız gerekiyor.Aslen  çok organize değilimdir ve yemek yaparken nasıl organize olunur onu öğrendim.Sonra, Master Chef Kore Ünlüler'den haberim oldu ve beim için mükemmel olacağını düşündüm.Bu benim ilk katıldığım varyete olacaktı ve aslıdna pek de varyete gibi değildi.Zaman kısıtlaması vardı ve gerçekten  yemekle yarışmak gerekiyor.Yemek yapma dışında başka hiçbir şey düşünmedim.

Soru: Tatillerde yemek yapıyorsun o zaman?

Henry: Evet.Dışarda yediğinizde bir sürü tadı kötü yemek oluyor, o yüzden... Evde yemek yaptığımda, malzemeleri almak için markete tek başıma gidiyorum ve sağlıklı olacak yemekler yapıyorum.Düşük kalorili diyet,ama bir o kadar da lezzetli yemekler yapıyorum.

Soru: Mesela nasıl yemekler?

Henry: Imm, mesela, ne tuz ne şeker katarım. Onların yerine sebze yemeği olması için soğan ve baharat kullanıyorum.Et için de tavuk göğsünü yumuşak yapıyorum.Ama karnınız tok değilse başka şeyler de yiyebiliyorsunuz o yüzden çok yapıyorum.

Soru: İlk filmini çekmek nasıldı?

Henry: Çekimler başlamadan önce hayatımda birçok şeyle ilgili kafamda düşüncelerin dolaştığı bir dönemden geçiyordum.Kendimi tam olarak tanımıyordum ve ne gideceğim yönü ne de amacımı biliyordum.O yüzden oyunculuğa başlamadan önce gerçekten kim olduğum hakkıdna kafa yordum.Benimle ilgli ne iyidir ne kötüdür, başkaları için nasıl bir kişiliğim.Evde bunları alt alta not aldım.

Soru: Peki Henry kimdi?

Henry: Im...öncelikle iyi temizlik yapamam ve zaman konusunda sıkıntım var (genelde geç kalıyormuş) Ah listede daha bir sürü şey var ama artık pek hatırlayamıyorum.İyi yanımsa zeki olmam, herkes iyi anlaşmam ve çabuk arkadaşlık kurabilmem.Bence çalıştığım zaman çok çalışıyor olmam iyi ve çaldığımda da .

Soru: Durmaksızın çalışıyorsun. Bir haftalık bir dinlenme süren olsaydı ne yapardın?

Henry: Evde uyurdum. Bu aralar uykuyu atlıyorum.Perçembe-Cuma-Cumartesi-Pazar müzik programlarıyla dolu ve konspetim dolayısıyla 2-3 saat üzerimde dövme çalışması oluyor.

Soru: İhtiyacın olan ya da istediğin bir şey?

Henry: Bir kız arkadaş.

Soru: Bence denersen kolaylıkla bir tane kız arkadaşın olabilir?

Henry: Hayır gerçekten çok yalnızım. Kore'de yalnız yaşamıyorum ama bu farklı.Bence birçoğu beni şarkıcı olarak seviyor bir erkek olarak değil. Bu zamana kadar sadece br kız arkadaşım oldu.Ah, en son kız arkadaşımdan ayrıldıktan sonra kimseyle çıkmadım yani 6 sene oldu.

*Siteden ve blogdan yazı çıkarmak yasaktır.

Kaynak: sj-empire.com

Çeviri: sujutr